Göğüs (Meme) dokusunu yağ dokusu ile büyütme ve doldurma düşüncesi çok eski zamanlardan beri vardır ve birçok kez uygulanmıştır. Fakat sonuçları çok memnuniyet verici olmamıştır. Bunlar blok halinde yağ dokusu nakilleri ve yağ dokusu enjeksiyonları olarak denenmiş ve uzun yıllarda sonuçları görülmüştür. Bu tür göğüs dokusuna yağ nakilleri yaklaşık 50 yıl kadar önce denenmiştir. Yapılan değişik uygulamaların sonuçları incelenmiştir. Klinik ve histopatolojik dediğimiz mikroskobik incelemelerde memede bol miktarda yağ kistleri oluştuğu görülmüştür. Bu yağ kistleri iltihaplanabilmekte veya kireçlenerek zaman içinde meme kist ve tümörleri ile karışarak yanılmalara neden olabilmektedir. Enjekte edilen yağ, hücre şeklinde değil hücre içi yağ muhteviyatı halindedir. Bu nedenle tekrar canlılık kazanması gibi durum söz konusu değildir.
Bunları kısaca aktarmamdaki sebep, yağ dokusu ile göğüs büyütme üzerine zaman zaman çıkan haberler ve hastalarımdan gelen sorunlardır. Göğüs büyütme ameliyatlarında silikon protezler kullanılır. Silikonlar hakkında bir ön konuda bilgiler verildiği için tekrar aynı şeyleri anlatmayacağız. Meme protezleri artık sıklıkla kas altına değil, göğüs dokusu altına yerleştirilmektedir. Yerleştirmek için de kesiler koltukaltı, meme başı çevresi veya meme altından yapılır. Nereden kesi yapılacağı, hastanın yaşı, emzirmeyi düşünüp düşünmediği, protezin büyüklüğü, doktor ile hastanın tercihine bağlıdır. Lokal veya genel anestezi altında yapılabilir. Genellikle üç-dört hafta özel sutyen takmak gerekir. Genel ameliyat komplikasyonlarının yanı sıra kontraktür oluşumu adı verilen oluşumlar arasında göğüste çizgilenmeler, çekilmeler, asimetri ve kas altına yerleşmelerde ağrılar, kanama, enfeksiyon sayılabilir. Meme dokusu altına yerleştirilen proteze karşı zaman içinde bir duvar örülür. Normal dokudan daha sert olan bu kapsül sayesinde protezin neredeyse vücutla ilişiği kesilir. Eğer herhangi bir sebeple bu kapsül oluştuktan sonra protezde bir delinme olursa volüm kaybı hemen fark edilmez. Çünkü akan sıvı veya jel bu kapsül içinde kalmaktadır. Sıvı silikonlar doku içinde iki şekilde çevrelenmektedir. Birincisi vücudun yaptığı kapsül, ikincisi jel silikonun doku ile temasa geçtiği yüzeyinde kendi kendine ayrı bir yalancı zar yapmasıdır. Sıvı silikonun tümör yaptığına dair bilimsel bulgular vardır. Ancrk özellikle yüz bölgesine yapılan sıvı silikonların tümör yaptığı da görülmemiştir. Yüz bölgesine yıllar önce sıvı silikon yaptırmış pek çok kişide herhangi bir tümör izine rastlanmamıştır. Ancak yine de sıvı silikona karşı temkinli olmakta fayda vardır. Derinin ince olduğu yerlere ve hassas bölgelere yapılmasından sonra şiddetli reaksiyonlar, ağrı, sürekli aşırı şişlik, deride renk değişikliği ve sertleşme sıkça görülmektedir.

Silikon ameliyatları sırasında memenin bez dokusu çıkarılmalı mı?
Bazı cerrahlar silikon takma ameliyatları sırasında memenin bez dokusunu çıkarmaktadırlar. Amaç, tümör potansiyeli olan bir dokuyu uzaklaştırarak, tümör riskini azaltmaktır. Ancak bu girişimi fazla radikal ve gereksiz görenlerin sayısı çok fazladır. Çünkü silikon ameliyatından sonra memedeki kitleler protez ile deri arasında daha çabuk ve kolay fark edilecekleri için tanı koymanın kolaylaştığını düşünmektedirler. Bu yüzden henüz sağlıklı bir dokuyu olup olmayacağı belli olmayan bir olay yüzünden yok etmeyi doğru bulmamaktadırlar.
Ameliyat kesisi nereden daha uygundur?
Ameliyat kesileri koltukaltı, meme başı veya meme altından yapılabilmektedir. Bu ameliyat kesi şekillerinden hangisinin size uygun olduğunu üç faktör belirler: Hastanın isteği ve meme yapısı, kullanılacak protezin türü, doktorun tercihi. Bütün kesi-lerin kendilerine göre avantaj ve dezavantajlari vardır. O nedenle şu en doğrusu demek yanlıştır. En doğru olanı uygun şartlardaki iyi seçimdir.
Meme büyütme ameliyatları kaç yaşından sonra yapılabilir?
Bugün çok tartışılan bir konudur. Çünkü 13-16 yaş arasında vücutları yeni şekillenmeye başlayan genç kızlarda meme dokusu tam gelişmemiş olabilmektedir. Bu, genç kızda rahatsızlık yaratmakta, kendini bazen arkadaşları, bazen de etrafındaki diğer kızlarla kıyaslamaktadır. Tam gelişmemiş göğüsler bazen kompleks yaratmaktadır. Her kişinin kendi fizik yapısı ve gelişimi farklıdır. Bu yüzden hiç kimse kendini bir diğeriyle kıyasla-mamalıdır. Ne yazık ki bazen hekimler çok genç yaşlardaki bu kişileri ameliyat etmektedirler. Oysa en azından âdetleri düzenli oluncaya ve 18 yaşına kadar beklenmelidir. Acele etmekte hiçbir fayda yoktur. Eğer hiç meme dokusu gelişimi belirtisi yoksa veya tek taraflı meme diğerinden çok farklı ise yaş sınırı göz önüne alınmayabilir. Ancak bu zaman da ölçü açısından diğerinin gelişmiş olması gerekmektedir.
18 yaşın altındaki kişilerde meme büyütme ameliyatlarının ne zararı vardır?
Bu sorunun iki cevabı olabilir. Birincisi gereksiz bir ameliyat ve doku zararına neden olabilir. Belki de birkaç yıl içinde meme zaten tam teşekkül edecektir, ikincisi henüz psikolojik stabilité ve olgunluğa tam erişmemiş kişilerin psikolojik durumunu kullanma ortaya çıkabilmektedir ki bu, bence hekim güvenilirliği açısından daha önemlidir. Hekim geçici psikolojik sarsıntılardan yararlanmamalıdır.